Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, kendi eliyle, Medine civarında üç yüz fidanı dikti. Yalnız bir tanesini başkası dikti. O sene zarfında, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın diktiği bütün fidanlar meyve verdi. Yalnız bir tek başkası dikmişti; o tek meyve vermedi. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm onu çıkardı, yeniden dikti. O da meyve verdi. Hem tavuk yumurtası kadar bir altını, ağzının tükürüğünü ona sürdü, dua etti, Selman’a verdi. Dedi: “Git, Yahudilere ver.” Selman-ı Farisî gidip o altından kırk okıyyeyi onlara verdi. O tavuk yumurtası kadar olan altın, eskisi gibi bâki kaldı. -1- İşte şu vakıa, Hazret-i Selman-ı Pâkın sergüzeşte-i hayatının en mühim bir hadise-i mucizekâranesidir; muteber ve mevsuk imamlar haber vermişler.
Üçüncüsü: Ümm-ü Mâlik isminde bir sahabiye, “ukke” denilen küçük bir yağ tulumundan, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma yağ hediye ederdi. Bir defa Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ona dua edip ukkeyi vermiş, ferman etmiş ki: “Onu boşaltıp sıkmayınız.” Ümm-ü Mâlik ukkeyi almış. Ne vakit evlâtları yağ isterlerse, bereket-i dua-yı Nebevî ile, ukkede yağ bulurlardı. Hayli zaman devam etti. Sonra sıktılar, bereket kesildi. -2-
Yedinci Misâl: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın duasıyla ve temasıyla suların tatlılaşması ve güzel koku vermesinin çok hadiseleri var. İki üç taneyi numune olarak beyan ederiz.
Birincisi: İmam-ı Beyhakî başta, ehl-i hadis haber veriyorlar ki: Bi’r-i Kubâ denilen kuyunun suyu bazı kesiliyordu, yani bitiyordu. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm abdest suyunu içine koyup dua ettikten sonra, kesretle devam etti, daha hiç kesilmedi. -3-
İkincisi: Başta Ebu Nuaym * Delâil-i Nübüvve’de, ehl-i hadis haber veriyorlar ki: Enes’in evindeki kuyuya, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm tükürüğünü içine atıp dua etmiş; Medine-i Münevvere’de en tatlı su o olmuş. -4-