YİRMİ DOKUZUNCU MEKTUB’UN SEKİZİNCİ KISMININ SEKİZİNCİ REMZİ
(Fihriste-i Rumuzat-ı Semaniye)
Dört küçük surenin gayet muhtasar olarak hurufatlarına ait letaif-i tevafukiye ve işarat-ı gaybiyeye dairdir.
Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın hakaikında ve meanisinde ve âyatında ve kelimatında ve nazmında müteaddit vücuh-u i’caziye ve esrar-ı kudsiyye bulunduğu misillü, hurufatında dahi çok lemeat-ı i’caziye bulunuyor. Hatta hurufunun vaziyetlerinde çok işarat-ı âliye ve tekerrür-ü adetlerinde çok münasebat-ı latife-i tevafukiye vardır. Hatta denilebilir ki, huruf-u Kur’aniye, nasıl ki her bir harfin sevabı 10’dan 1000’e kadar hasenat meyvelerini veriyor, öyle de; her bir harf çok işarat meyvelerini veriyor, çok meanîleri de ifade ediyor. Adeta Kur’an hurufatı muazzam ve mütenevvi ilahî şifrelerdir.
Ezcümle: Sure-i İhlas’ın makam-ı ebcedîsi 1003 olmakla, hem 1003 Sure-i İhlas bir hatme-i hassa-i ihlasiyeye ve hem mufassal bir ism-i âzam olduğuna; hem üç defa tekrar ile küçük bir hatme-i Kur’aniye olmasına, hem üçer defa tekrarının efdaliyet-i azimesine, hem بِسْمِ اللّٰهِ الرّحْمٰنِ الرّحِيمِ ’in müşedded ( ب ) iki ( ب ب ) sayılmak şartıyla, bir cihetle makam-ı ebcedisiyle tevafuk sırrı ile bin besmele, bin İhlas gibi ism-i âzamın mufassalı olduğuna işaret ettiği gibi hurufatıyla çok esrara bakar. Hem Kur’an’ın dört esasından en büyüğü olan tevhidi, altı cümlesiyle