tahsin etmekle, ebed yolunda o dört kafilenin refakatlerini hasen ve güzel göstermekle beraber; Hazret-i Hasan’ın (r.a.) birkaç ay gibi kısacık müddet-i hilâfeti çendan az idi, fakat اِنَّ الْخِلَافَةَ بَعْدٖى ثَلَاثُونَ سَنَةً hükmüyle ve o ihbar-ı gaybiye-i nebeviyenin tasdiki ile ve اِنَّ ابْنٖى حَسَنٌ هٰذَا سَيِّدٌ سَيُصْلِحُ اللّٰهُ بِهِ بَيْنَ فِئَتَيْنِ عَظٖيمَتَيْنِ hadisindeki mucizane ihbar-ı gaybiye-i nebevîyi tasdik eden ve iki büyük ordu, iki cemaat-i azime-i İslâmiyenin musalâhasını temin eden ve nizaı ortalarından kaldıran Hazret-i Hasan’ın (r.a.) kısacık müddet-i hilâfetini ehemmiyetli gösterip, hulefa-i erbaaya bir beşinci halife göstermek için, ihbar-ı gaybî nev’inden mana-yı işarîsiyle ve وَ حَسُنَ اُولٰٓئِكَ رَفٖيقًا
kelimesinde beşinci halifenin ismine, ilm-i belâgatte “müstetbeatü’t-terâkib” tabir edilen bir sır ile işaret ediyor.
İşte mezkûr işarî ihbarlar gibi daha çok sırlar var. Sadedimize gelmediği için şimdilik kapı açılmadı. Kur’an-ı Hakîmin çok âyatı var ki, her bir ayet çok vecihlerle ihbar-ı gaybî nev’indendir. Bu nevi ihbarat-ı gaybiye-i Kur’aniye binlerdir.
رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَٓا اِنْ نَسٖينَٓا اَوْ اَخْطَاْنَا
سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلٖيمُ الْحَكٖيمُ