gizleniyor demesi, azametine ve ulviyetine yakışıyor ve mucizane üslûbu ile denizi hararetli bir çeşme ve dumanlı bir göz gösterir; ve semavî gözlere öyle görünür.
Elhasıl: Bahr-i Muhit-i Garbîye “çamurlu bir çeşme” tabiri, Zülkarneyn’e nisbeten uzaklık noktasında o büyük denizi bir çeşme gibi görmüş. Kur’an’ın nazarı ise her şeye yakın olduğu cihetle, Zülkarneyn’in galât-ı his nev’indeki nazarına göre bakamaz. Belki Kur’an semavata bakarak geldiğinden, küre-i arzı kâh bir meydan, kâh bir saray, bazen bir beşik, bazen bir sahife gibi gördüğünden, sisli, buharlı, koca Bahr-i Muhit-i Atlas-ı Garbîyi bir çeşme tabir etmesi, azamet-i ulviyetini gösteriyor.