İkinci Zeyl'den Bir Mektup
(Bu Parça Onaltıncı Lem'a'dan Alınmıştır.)
بِاسْمِهٖ
وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Aziz, sıddık Senirkentli kardeşlerim İbrahim, Şükrü, Hafız Bekir,
Hafız Hüseyin, Hafız Recep Efendiler,
Hafız Tevfik ile gönderdiğiniz üç meseleye mülhidler eskiden beri ilişiyorlar.
Birincisi:
حَتّٰى اِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فٖى عَيْنٍ حَمِئَةٍ
Ayetin ifade ettiği zâhir manasına göre, “Güneşin hararetli ve çamurlu bir çeşme suyunda gurup ettiğini görmüş” diyor.
İkincisi: Sedd-i Zülkarneyn nerededir?
Üçüncüsü: Ahirzamanda Hazret-i İsa’nın (a.s.) geleceğine ve Deccalı öldüreceğine dairdir.
Bu suallerin cevapları uzundur. Yalnız muhtasar bir işaretle deriz ki:
Âyat-ı Kur’aniye, üslûb-u Arabiye üzerine ve zâhir nazara göre umumun anlayacağı bir tarzda ifade ettiği için, çok defa teşbih ve temsil suretinde beyan ediyor. İşte,
تَغْرُبُ فٖى عَيْنٍ حَمِئَةٍ
yani, güneşin, hararetli ve çamurlu bir çeşme gibi görünen Bahr-i Muhit-i Garbînin sahilinde veya volkanlı,