Kitaplar
Kastamonu Lahikası

   Evet, bu Cihan Harbinden daha büyük bir hakikat ve daha azim bir hadise hükmettiği için Cihan Harbi ona nisbeten çok ehemmiyetsiz düşüyor. Çünkü, bu Cihan Harbinde iki hükümet küre-i arzın hakimiyeti için mürafaa ve muhakeme davasında bulunmaları içinde iki muazzam dinin musalaha ve sulh mahkemesine barışmak davası açılarak ve dinsizliğin dehşetli cereyanı da semavî dinler ile mücadele-i azimesi başladığı hengâmda nev-i beşerin sosyalist tabakası ile burjuvalar taifesinin mahkeme-i kübralarında açılan büyük davalarından çok mühim öyle bir dava açılmış ve öyle muazzam bir hakikat meydana çıkmış ki; o davanın tek bir adama isabet eden miktarı bu Cihan Harbinden daha büyüktür. İşte o dava da budur ki:

   Şu zamanda her mü’min için belki herkes için küre-i arz kadar bir baki tarla ve o tarla baştan başa bahçeler ve kasırlarla müzeyyen ebedi bir mülk almak ve o mülkü kazanmak ve kaybetmek davası açılmış. Demek her bir tek adamın başına öyle bir dava açılmış ki; eğer İngiliz, Alman kadar serveti ve kuvveti olsa ve aklı da varsa yalnız o davayı kazanmak için bütününü sarf edecek. Elbette bu davayı kazanmadan evvel başka şeylere ehemmiyet veren divanedir. Hatta o dava o derece tehlikeye düşmüş ki, –bir ehl-i keşfin müşahedesiyle– bir yerde ecel elinden terhis tezkeresi alan kırk adamdan bir adam kazanabilmiş, otuz dokuzu kaybetmiş. İşte bu ehemmiyetli azim davayı kazandıracak ve yirmi senedenberi tecrübelerle on’dan sekizine o davayı kazandıran bir dava vekili bulunsa, elbette aklı başında her adam, o davayı kazandıracak öyle bir dava vekilini vazifeye sevk edecek bir hizmete her hadisenin fevkinde ehemmiyet vermekle mükelleftir. İşte o dava vekili bu asırda birisi, belki birincisi Kur’an-ı Mucizü’l-Beyanın i’caz-ı manevisinden süzülen ve çıkan ve tevellüd eden Risale-i Nur olduğuna binler onunla o davayı kazananlar şahiddir.

   Evet, bu küre-i arza memuriyetle gönderilen her insan burada misafir ve fani olduğu ve mahiyeti bir hayat-ı bakiyeye müteveccih bulunduğu kat’iyen tahakkuk etmiştir. O her bir insan bu zamanda hayat-ı ebediyesini kurtaracak olan istinad noktaları sarsıldığından bu dünyasını ve içindeki bütün alâkadar ahbabını ebedi terk etmekle beraber bu dünyadan binler derece daha mükemmel baki bir mülkü de kaybetmek veya kazanmak davası başına açılmış. Eğer iman vesikası olmazsa; ve berâtı ve senedi olan itikadı sağlam bir surette elde etmezse, o davayı kaybeder. Acaba bu kaybettiği şeyin yerini hangi şey doldurabilir? 

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360
Fihrist
Lügat