de rüya-yı sadıka, kader-i ilâhinin her şeyi ihata ettiğine bir hüccet-i katıa hükmünde Üstadımız binler tecrübeyle gördüğü gibi, aynen bu vakıa dahi bizlere şuhud derecesinde kat’î isbat etti ki, hadisat, vücuda gelmeden evvel mukadderdir, malûmdur, muayyendir, kader-i ilâhinin mizanıyla geliyor diye, bu rükn-ü imaniye bize gayet lâtif ve kat’î bir numune oldu.
Hem aynı rüyanın ikinci tabakasında Üstadımız görüyor ki, “Ona ve Risale-i Nur’un heyetine bir ferman geliyor.” Birden geldi, o kudsî ferman Kur’an çıktı. Bunun tabiri, aynı günün aynı tecrübe saatinde, Kur’an’ın Hizbü’l-Ekber’i ümid edilmediği bir vakitte, malûm Asiye Hanım’ın hanesinde etrafı tezyin edilen Hizbü’l-Ekber’i yüz senelik bir güzel kap içinde, o kabın, üstünde sırmayla padişahların mühim fermanlarında tuğra-i şahane işlenmiş olduğunu gördük.
Üstadımız dedi ki: “Ferman geldi” diye Kur’an çıktı. Şimdi de, Kur’an’ın Hizbü’l-Ekber’i geldi. Üstünde ferman tuğrası bulunduğundan, Risale-i Nur’un heyetine beşaretli ve medar-ı feyiz ve terakki bir ferman-ı rabbanî hükmüne geçeceğini rahmet-i ilâhiyeden bekliyoruz. Bu tabirden sonra ikinci günü, sizin çok kıymettar hediyeniz hakiki tabirini güneş gibi meydana çıkardı.
Risale-i Nur talebelerinden ve
daimi hizmetçilerinden
Emin ve Küçük Husrev olan Feyzi
***
Risale-i Nur şakirdlerinden Emin ve Feyzi’nin bir fıkrasıdır
Hem, Risale-i Nur’un kasabalara ve cemaatlere berekete medar olması ve ona zarar edenlere tokat gelmesi gibi, şahıslara da pek zâhir bir surette, hem bereket ve hüsn-ü maişet ona çalışanlara ve gaybî tokatlar onun aleyhinde çalışanlara gelmesi, bu havalide çok hadiseleri var. Biz, kendi nefsimizde; çalıştığımız zaman, pek zâhir bir surette bir hüsn-ü maişet, bir inayet gördüğümüz gibi, Risale-i Nur veya şakirdleri aleyhinde çalışanlara şiddetli tokatlar geldiğini görüyoruz.
Ezcümle: Risale-i Nur’un erkânından birisi, kat’î bir surette haber veriyor ki, üç-dört adam, dünya servetinin hatırı için toplanıp münafıkane Risale-i Nur şakirdleri aleyhinde tedbir kurdukları hengâmda, üç gün sonra o üç-dört adamın haneleri ve birinin dükkânı yanıp, her biri binler lira zayiatla tokat yediler.