bir derece harika bir surette tesirini gösterdi ki, Üstadımıza sıhhat hâlinden daha ileri bir surette birden bir vaziyet verildi, Leyle-i Kadre lâyık bir tarzda çalışmaya başladı. Risale-i Nur şakirdlerinden gelen bu dua-yı şifa, harika bir mucize gibi, bir keramet olduğunu biz gözümüzle gördük.
Orada bulunan kardeşlerimize birer birer selâm ve arz-ı hürmet eder, dualarını isteriz.
Bura Risale-i Nur şakirdlerinden,
kardeşiniz
Emin, Mehmed Feyzi
***
وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ
Aziz, sıddık kardeşimiz Hafız Ali Efendi!
Mektubunuzda yazmış olduğunuz Sav ümmilerinden kardeşimiz Mustafa ve Hüseyin’in rüyaları Üstadımız hakkında tam tamına zahir tabirini gözümüz ile gördük. Hem Risale-i Nur’un talebeleri telsiz telefon gibi manevi haber alıyorlar gibi bir hadisedir.
Evet, Üstadımızın tesbihi kırıldı, yani mübarek gecelerde evrad-ı muntazamasını tesbihlerle çekmek vazifesi parçalandı. Ehl-i dünya doktorlarıyla (Haşiye) Üstadımızı muayene edip bahanelerle; belki, kendi hastahanelerinde misafir etmek yüzde yüz ihtimal vardı. Hem o tesbih tanelerinin bir cihette sevablarını onlar toplayacaktılar. Fakat Risale-i Nur’un şakirdleri şifa duasıyla o tesbihi tam toplattırdılar, devam ettirdiler ve fedakâr şakirdleri Üstadımızı kucağına alıp onların hastahanelerindeki bakıcılarından daha mükemmel baktılar, manen misafir ettiler. Mustafa ve Hüseyin’in rüyalarını tam tamına tabir ettiler. Evet, kardeşimiz Hafız Ali’nin Risale-i Nur’un esası, menbaı