بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
Ramazan-ı Şerif’ten bir gün evvel gizli zındık düşmanlarım tarafından kuvvetli ihtimal verdiğimiz ve doktorun tasdikiyle bir zehirlenmek hastalığıyla, hararetim doktorun ihbarıyla kırk dereceden geçmeğe başlamış iken, adliye müdde-i umumileri ve taharri komiserleri menzilimi taharriye geldiler. Ben sonra başımıza gelen bu dehşetli taarruzu bir hiss-i kablelvuku ile anlayarak ve şiddetli zehirli hastalığımı da ölüme gidiyor diye Isparta vilayetinde kıymettar kardeşlerim kucaklarında teslim-i ruh edip o mübarek toprakta defnolmamı kalben niyaz ettim. Ve Hizb-i Kur’ani’yi açtım. Birden bu ayet-i kerime وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ karşıma çıktı. Bana bak, dedi. Baktım, üç kuvvetli emare ile mana-yı işarî cihetinde bana teselli veriyor. Şimdi başımıza gelen bu musibeti hiçe indirdi. Ve Isparta’ya mevkûfen beşinci nefyimi o kalbî duamın kabul olmasına delil eyledi.
Birinci Emare: Şeddeler sayılır hesab-ı ebcedi ile 1362 (1) ederek bu senenin Arabî aynı tarihine tevafuk edip der: “Sabreyle. Başına gelen kaza-yı rabbanîye teslim ol. Sen inayet gözü altındasın. Merak etme. Gecelerde yaptığın tesbihat ve tahmidata devam eyle.”
Tahlil: Üç ر 600; dört ن 200; bir س , bir م 100; bir ص , bir ف , bir م 210; dört ك , bir ع 150; üç ح , bir و , bir ى 40; bir ل , dokuz ب , bir د , bir و , dört ا 62; yekûnu 1362 ederek bu senenin aynı tarihine ve başımıza gelen musibetin aynı dakikasına tam tamına tevafuku kuvvetli bir emaredir.
İkinci Emare: Bu ayetin manası tam tamına hakkımda me’mulumun çok fevkinde aynen müşahede ettim.
Üçüncü Emare’nin beyanına şimdilik lüzum olmadığından yazdırılmadı.
Kardeşiniz
Said Nursî
***