Acaba Husrev gelmiş mi? Merak ediyorum. fiamlı rahatsız değil mi? Pek çok zatları soracaktım, fakat lillahilhamd o kadar çok has ve onlar ile fazla alâkadar kardeşlerimiz var ki, birkaç mektubta ancak yazılabilir. Öyle ise; biliyorsunuz ki kimleri soracaktım. Bildiğinize havale edip kısa kesiyorum. Umum kardeş ve hemşîrelerimize birer birer selâm ve dünya ve ahirette selâmetlerine dua ediyoruz.
Duanıza muhtaç kardeşiniz
Said Nursî
***
Aziz kardeşlerim,
Mahrem Sırr-ı İnna A’tayna’da, cifirle istihracım aynen Münazarat risalesinde, “Bir nur çıkacak ve göreceğiz?” diye gaybî müjdeler gibi, ilhamî ve hak bir hakikati fikrimle olan tatbikatımda bir kusur vardı. O kusur beni düşündürüyordu. Münazarat ve Sünuhat gibi risalelerdeki müjde-i nuriye ise, Risale-i Nur tam halletti. Geniş daire-i siyasiye yerine, yüksek bir daire-i nuriye ile o kusuru izale ettiği gibi, إِنَّا أَعْطَيْنَا sırr-ı mahreminde, “On iki, on üç sene sonra İslâmiyete darbe vuranların başlarında öyle müdhiş bir patlayış olacak ki, kıyamete kadar unutulmayacak” mealindeki istihrac-ı cifrî çok geniş bir dairede olduğu halde, nur müjdesi sırrının aksine olarak, dar bir dairede ve hususî bir hükûmette tatbik etmek suretiyle, fikrim o geniş daireyi ihata edemeyerek o hakikatin suretini değiştirmiş. Halbuki o istihracın gösterdiği aynı tarihte, o rejimin müessisi ve başı dünyadan göçtü, darbesini yedi. Ve aynı senede, perde altında bilinmeyen ve küre-i arzın ekserisini ve nev-i beşerin kısm-ı azamını istibdadı altına alan bir müdhiş cereyanın düğümü ve düğmesi ve manen binler başından bir başı ve en müdhişi olan o göçüp giden adam tokat yediği aynı zamanda, daha sene tamam olmadan, o müdhiş cereyanın bütün başları ve taraftarları öyle semavî müdhiş tokatlara ve şiddetli fırtınalı musibetlere tutulmaya başladılar, kıyamete kadar azabını çekecekler ve çekiyorlar. Ve edyan-ı semaviyeye ve İslâmiyete ettikleri cinayetlerin cezasını çok geniş bir dairede gördüler ve görüyorlar. Mimsiz medeniyetin pisliğiyle dünyayı mülevves ettikleri için, aynı istihracın gösterdiği tarihte, o mimsiz medeniyetin başına da öyle bir semavî tokat indi ki, en karanlık vahşetten daha aşağı indirdi.