Kitaplar
Kastamonu Lahikası

Abdurrahim namını kazanan ve “yâ Rahîm, yâ Rahîm” zikrini bize işittiren mübarek kedinin bir kardeşi olarak diğer mübarek bir kedi, ezan-ı Muhammedîyi (a.s.m.) müştakane, insan gibi dinlemesi, bize de sizin kadar hayret ve sürur verdi. Ve ezan-ı Muhammedîyi (a.s.m.) tam zuhuruna işaret müjdesi telâkki ettik. Ve Kâtib Osman ve Mehmed Zühtü gibi hizmet-i Kur’aniyede eski ve ehemmiyetli ve kıymettar Tenekeci Mehmed*in de rüyası ehemmiyetlidir, Allah hayretsin. Isparta için çok hayırlıdır; onun içinde ehemmiyetli bir müjde var.

   Refet kardeşimizin mektubu dört cihetle beni memnun etmiş. Zaten eskiden beri Husrev, Refet, Rüştü, hayalimde, tasavvurumda birleşmişler. Cenâb-ı Hakka şükür ki, onlardan ümit ettiğim kemal-i sadakat ve sebat devam ediyor.

   Hem Husrev’in ve Hafız Ali’nin mektuplarında isimleri bulunan sebatkâr kardeşlerime ve Kâtib Osman ve Mehmed Zühtü ve Isparta Hafız Ali’si ve Sava kahramanlarına birer birer selâm ve dua ediyoruz. fiimdi bu mektubu yazarken, Risale-i Nur santralı Sabri’nin mektubunu Emin getirdi. Açtık, yağmursuzluk bahsine dair Risale-i Münacat’ın kesretle yazılması bereketiyle yağmurun gelmesi ve rahmet-i ilâhiyenin fakir fukaraya imdat eylemesini yazdığını gördük. Benim için ehemmiyetli bir meseleyi halletti.

   Burada da yağmura şedit ihtiyaç vardı. Yağmur gelecek hiçbir alâmet hissetmiyorduk. Bu kaht zamanında yağmursuzluk, fakir fukaraya çok ağır gelmişti. Ben, üç defa, namazdan sonra, masum fukaraları ve aç kalan hayvanları ve Risale-i Nur’u şefaatçi yapıp dua ettik. Birden, aynı gece, memulümüzün fevkinde, duanın tam kabulünü gördük. Ben hayretle, bu cüz’î duamız, bu küllî meseleye ne derece dahli olduğunu bilemedim. Dedim: “Her halde çok mühim dualarda, duamızın binden bir hissesi olmuş.” Şimdi tahakkuk etti ki; Isparta nûranileri, nurlu manevî duaları, bizi de o rahmetten hissedar eyledi. Hatta o duama arkamda âmin diyenlerden Feyzi’ye, bu manayı, bu hayretimi de ona şimdi söyledim. Evvelce söyleseydim, onun hüsn-ü zannını tadil edemeyecektim. Çünkü o, Üstadına en büyük hisse veriyor.

   Sabri’nin mektubunda, Sıddık Süleyman ve Barla’daki kardeşlerimizin selâmları ve eski alâkalarını tam muhafaza eylemeleri, Barla’daki hayatımı tahassürle hatırlattırdı. Ben de onlara çok selâm ederim.

   Mübarek Husrev, mektubunda, has kardeşlerimizden Refet, Rüştü, Kâtib Osman, Osman Nuri, Âtıf ve Feyzi’nin bir yadigâr-ı tahattur olarak, birer

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360
Fihrist
Lügat