وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ بِاسْمِهِ
Aziz kardeşlerim,
Bilmukabele bayramınızı tebrik ederim.
Sıhhatimi soruyorsunuz. Buranın çok şiddetli kışı ve odamın çok soğuğu ve üç hazin gurbetin tesiri ve üç asabî hastalığın sıkıntısı ve bütün bütün yalnızlık ile kabil-i tahammül olmayacak çok zahmetlere maruz olduğum halde, Hâlikıma hadsiz şükrederim ki, her derdin en kudsî dermanı olan imanı ve iman-ı bilkaderden kazaya rıza ilâcını imdadıma gönderdi, tam sabır içinde şükrettirdi.
Kardeşiniz
Said Nursî
***
وَ اِنْ مِنْ شَئٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪ بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حَرَكَاتِ اَقْلَامِكُمْ
Aziz, sıddık, kıymettar kardeşlerim ve hizmet-i Kur’aniyede
metin, ciddî, çalışkan arkadaşlarım,
Yeni bir medar-ı keramet ve inayet ve sürur olan mektubunuzu aldım. Ve Risaletü’n-Nur’a ait bir ikram ve inayet-i ilâhiyeyi gösterdi. fiöyle ki:
Bundan dört beş gün evvel, şiddetli bir taharriyle menzilim teftiş edildi. Her tarafa baktıkları halde hıfz-ı ilâhîyle, bizi mahzun edecek bir şey bulamadılar. Yalnız İktisad, Hastalar, İstiaze gibi altı yedi risaleyi zararsız buldular. Sonra da Husrev’in ezan meselesi gibi müsadere kaidelerine tam muhalif olarak noksansız iade ettiler. Ben o hadiseden size endişe edip,