hiçbir maksada alet ve hiçbir dünyevî cereyana tabi olmayan Risale-i Nur’un parlak ve kuvvetli hizmeti, tesettür perdesi altından çıkıp aşikâr bir tarzda olsaydı, her halde birinci ameliyat-ı insaniye ona ilişecekti. Ve ikinci ameliyat-ı kaderiye rızık ve mide üzerine olması cihetiyle, ya insanların nazarlarını o hizmetten çevirecekti, mideleriyle meşgul edecekti, veyahut o hizmetin ihlâsını bir derece kırıp maişet derdinin bir hissesi onda bulunacaktı.
Saniyen: Yazılmasına şimdilik lüzum yok.
Salisen: İzharına bu zamanda izin yok. Fakat, madem şakirdlerin gayret ve şevk ve himmetleri şimdiye kadar matbaalara ihtiyaç bırakmamışlar, inşaallah o kudsî hizmette devam edip, o elmas kalemlerle neşr-i envar edecekler. Madem bütün bütün mesleğimize muhalif olan yeni hurufu bir iki risale için kabul ettiğimiz halde matbaacılar çekindiler, o hayr-i azîmi kaybettiler. Siz, o iki risaleyi –ki, ben Hafız Mustafa’ya tab’ için vermiştim– bizim hesabımıza, kahraman kardeşlerimizden yirmi, otuz zata tevzi ederek, yirmi otuz nüshayı eski hurufla yazdırınız. Yazan kalem sahiplerine daimî hasenat kazandıran o pek büyük hayrı siz kazanınız. Eğer yeni hurufla, el makinesiyle o iki risaleden yazılmış nüshaları varsa, bize bazı nüshalar gönderiniz. Umum kardeşlerimize birer birer selâm ederiz.
Kardeşiniz
Said Nursî
***
وَ اِنْ مِنْ شَئٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِه بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ عَاشِرَاتِ دَقَٓائِقِ هٰذِهِ الشِّتَٓاءِ
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Bu şiddetli maddî ve manevî kıştaki galâ; ve varlık içinde kaht ve derd-i maişet, fukaralara ağır basması cihetinde, ekseri fakirü’l-hâl olan Risale-i Nur şakirdlerinin bu dehşetli hâle karşı sarsılmaları ve tesanüdleri bozulması