Kitaplar
Kastamonu Lahikası

bid’alar zamanında ittiba-ı sünnetin şerafetini gösteren ve böyle büyük kebair içinde, haramların terkinde takvayı izhar etmek, değil riya, belki ihfasından pek çok derece daha sevaplı ve halistir.

   İkinci nokta: Riyaya insanları sevk eden esbabın,

   Birincisi: Za’f-ı imandır. Allah’ı düşünmeyen, esbaba perestiş eder, halklara hodfuruşlukla riyakârane vaziyet alır. Risale-i Nur şakirdleri, Risale-i Nur’dan aldıkları kuvvetli iman-ı tahkikî dersiyle esbaba ve nasa ubudiyet noktasında bir kıymet, bir ehemmiyet vermiyor ki, ubudiyetlerinde onlara gösterişle riya etsinler.

   İkinci sebep: Hırs ve tama’, za’f-ı fakr noktasında teveccüh-ü nasın celbine medar riyakârane vaziyet almaya sevk ediyor. Risale-i Nur’un şakirdleri, iktisad ve kanaat ve tevekkül ve kısmetine rıza gibi, Risale-i Nur’un dersinden aldıkları izzet-i imaniye, inşaallah onları riyadan ve dünya menfaatleri için hodfuruşluktan men eder.

   Üçüncü sebep: Hırs-ı şöhret, hubb-u cah, makam sahibi olmak, emsaline tefevvuk etmek gibi hisleri ve insanlara iyi görünmek, tasannukârane haddinden fazla kendine ehemmiyet verdirmek ve tekellüfkârane lâyık olmadığı yüksek makamlarda görünmek tarzını takınmakla riya eder. Risale-i Nur şakirdleri, ene’yi, nahnü’ye tebdil ettikleri, yani enaniyeti bırakıp, Risale-i Nur dairesinin şahs-ı manevisinin hesabına çalışması, ben yerine biz demeleri; ve ehl-i tarikatın fenâ fi’ş-şeyh, fenâ fi’r-resul ve nefs-i emmareyi öldürmek gibi riyadan kurtaran vasıtaların bu zamanda birisi de fena fi’l-ihvan, yani şahsiyetini kardeşlerinin şahs-ı maneviyesi içinde eritip öyle davrandığı için, inşaallah, ehl-i hakikatın riyadan kurtulmaları gibi, bu sırla onlar da kurtulurlar.

   Üçüncü nokta: Vazife-i diniye itibariyle nasa hüsn-ü kabul ettirmek, o makamın iktiza ettiği yüksek tavırlar ve vaziyetler, hodfuruşluk ve riya sayılmaz ve sayılmamalı –meğer o adam, o vazifeyi, kendi enaniyetine tabi edip istimal ede.– Evet, bir imam, imamet vazifesinde tesbihatları izhar eder, isma’ eder; hiçbir cihette riya olamaz. Fakat vazife haricinde o tesbihatları aşikâre halklara işittirmeye riya girebildiği için, gizlisi daha sevaplıdır.

   Risale-i Nur şakirdleri, neşriyat-ı diniyelerinde ve ittiba-ı sünnetteki ibadetlerinde ve ictinab-ı kebairdeki takvalarında, Kur’an hesabına vazifedar sayılırlar. İnşaallah riya olmaz. Meğer ki, Risale-i Nur’a, başka bir maksad-ı dünyeviye için girmiş ola.

   Daha yazılacaktı, fakat bir tevakkuf hali kesti.

Said Nursî

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360
Fihrist
Lügat