Bu defaki sualinizin iki ciheti var: Biri; sırr-ı âl-i âba ciheti ki, o sırdır. Ben o sırrın ehli değilim ki cevab vereyim, yahut her bir sırrın izharı kaleme gelmez. Çünkü, Hakikat-ı Muhammediyenin bir cilvesi o âl-i âbada tezahür ediyor. İkinci cihet-i zâhirîsi ise, zâhirdir. Ezcümle: Sahih-i Müslim’de ümmü’l-mü’minîn Aişe-i Sıddîka (r.a.)’dan mervidir ki, demiş:
خَرَجَ النَّبِىُّ غَدَاةً وَعَلَيْهِ مِرْطٌ مُرَجَّلٌ مِنْ شَعْرٍ اَسْوَدَ فَجَاءَ الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ فَأَدْخَلَهُ ثُمَّ جَاءَ الْحُسَيْنُ فَدَخَلَ مَعَهُ ثُمَّ جَۤاءَتْ فَاطِمَةُ فَأَدْخَلَهَا ثُمَّ جَاءَ عَلِىٌّ فَأَدْخَلَهُ ثُمَّ قَالَ اِنَّمَا يُرِيدُ اللّٰهُ لِيُذْهِبَ عَنْكُمُ الرِّجْسَ اَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيرًا
İşte bu hadis-i şerif gibi, kütüb-i sitte-i sahiha’da bu mealde kesretli hadisler vardır ki, âl-i âbayı gösterir. Bir zat def’-i beliyyat için istişfa ve istişfa’ için böyle demiş:
لِى خَمْسَةٌ اُطْفِى بِهَا نَارَ الْوَبَۤاءِ الْحَاطِمَة
اَلْمُصْطَفٰى وَالْمُرْتَضٰى وَابْنَاهُمَا وَالْفَاطِمَة
Gücenme, şimdilik bu kadar. Senin mektubunda isimleri zikredilen her birerlerine ayrı ayrı selâm ve dua ediyorum.
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Kardeşiniz
Said Nursî
“Euzü” sırrına dair yazılan On Üçüncü Lem’a’nın yedi işaretini gönderdim. Bakarsınız, izahı değil, noksanı varsa bildiriniz.