Kitaplar
Barla Lahikası

(Hulûsi’nin ikinci sualinin cevabına bir zeyildir)

   Sual: Muhyiddin-i Arabî vahdetü’l-vücud meselesini, en yüksek bir mertebe telâkki ettiği gibi, ehl-i aşk bir kısım evliya-i azime dahi ona ittiba etmişler. Bu meselenin en yüksek mertebe olmadığını, hem hakiki olmadığını, belki bir derece ehl-i sekr ve istiğrakın ve ashab-ı şevk ve aşkın meşrebi olduğunu diyorsun. Öyle ise muhtasaran, sırr-ı veraset-i nübüvvetle ve Kur’an’ın sarahatıyla gösterilen tevhidin yüksek mertebesi hangisidir? Göster.

   Elcevap: Benim gibi, hiç ender hiç âciz bir biçarenin kısa fikriyle, bu yüksek mertebeleri muhakeme etmek, yüz derece haddimin fevkindedir. Yalnız Kur’an-ı Hakîmin feyzinden gelen, gayet muhtasar bir iki nükte söyleyeceğim. Belki bu meselede faidesi olacak.

   Birinci Nokta: Vahdetü’l-vücudun meşrebine ve saplanmasına çok esbab var, onlardan bir ikisi kısaca beyan edilecek.

   Birinci Sebep: Mertebe-i rububiyetin hallâkıyetini âzamî derecesinde zihinlere sığıştıramadıklarından ve sırr-ı ehadiyetle, her şeyi bizzat kabza-i rububiyetinde tuttuğunu ve her şeyi kudret ve ihtiyar ve iradesi ile vücud bulduğunu kalblerine tam yerleştiremediklerinden; her şey odur veyahud yoktur veya hayaldir veya tezahüriyetidir veya cilveleridir diye, kendilerini mecbur bilmişler.

   İkinci Sebep: Firakı hiç istemeyen ve firaktan şiddetle kaçan ve ayrılıktan titreyen ve bu’diyetten Cehennem gibi korkan ve zevalden gayet derecede nefret eden ve visali ruhu ve canı gibi seven ve kurbiyeti Cennet gibi hadsiz bir iştiyak ile arzulayan aşk sıfatı, her şeydeki akrebiyet-i ilâhiyenin bir cilvesine yapışmakla firak ve bu’diyeti hiçe sayıp, lika ve visali daimî zannederek,  ‌لَا مَوْجُودَ اِلَّا هُوَ  ‌ diye, aşkın sekriyle ve o şevk-i beka ve lika ve visalin muktezasıyla, gayet zevkli bir meşreb-i hâli vahdetü’l-vücudda bulunduğunu tasavvur ederek, müdhiş firaklardan kurtulmak için, o vahdetü’l-vücud meselesini melce ittihaz etmişler. Demek birinci sebebin menşei, aklın eli gayet geniş ve gayet yüksek olan bazı hakikat-ı imaniyeye yetişmediğinden ve ihata edemediğinden ve aklın, iman noktasında tamamıyla inkişaf etmediğinden ve ikinci sebebin menşei, kalbin aşk noktasında fevkalâde inkişafından ve harikulâde inbisatından ve genişliğinden ileri gelmiştir.

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441
Fihrist
Lügat