yalnız ikinci gün, Emin elinde bir torba ile menzile girdi. Tam arkasında karakol komiseri, gizli, hissettirmeden girdi. Emin’in elinde kitab yerinde yoğurt torbasını gördü, tavrını değiştirdi. Her ne ise.
Elhasıl: Risale-i Nur’un intişarına karşı gelen bütün düşman ve casuslara mukabil bir tek fare çıktı, plânlarını zîr ü zeber etti.
Evet Evet Evet Evet Evet Evet Evet
Tevfik Ahmed Tahsin Hilmi Çaycı Emin Bakırcı Emin İtfaiyeci Emin
Ben dahi tasdik ederim
Said
(Mehmed Feyzi o zaman askerdi, yoktu. Yoksa birinci imza onun hakkı idi.)
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Bu defa size mektubum yerinde Emin ve Tahsin ve Hilmi’nin
fıkrası gönderildi. Pek çok selâm. Hem şimdi yanımda Tahsin ve Emin
sizlere arz-ı hürmet ve selâm ederler.
Kardeşiniz
Said Nursî
*
(Emin ve Küçük Husrev Feyzi’nin fıkrasıdır.)
Hizmet-i Kur’aniyede bize sebkat eden sadık, halis, metin, vefakâr kardeşlerimizden mübarek Husrev ve Rüştü gibi zatlar, Risale-i Nur hâdimlerine, vazifelerinin makbuliyetine bir emare olarak ihsan olunan bereket hakkında müteaddit fıkralar yazmışlar. Biz de, bu kardeşlerimizin fıkraları gibi bu yakın zamanlarda beraber tezahür eden, gördüğümüz bazı hadisatı kaydedeceğiz. Numune için yalnız bir kısmını beyan ederiz.
Birisi şudur ki: Bu yakında Üstadımızla beraber kıra çıkmıştık. Çay yapılmasını, hem ikişer çay, hem üçer şekerle içilmesini emir buyurdular. Hepimiz, üçer şekerle ikişer çay içtik. Yalnız Emin kardeşimiz bir şeker kendisine noksan olarak içmiş. Akşam üzeri, Risale-i Nur’un menba-ı intişarı olan Üstadımızın odasına geldik. Emin, şeker kutusuna sarfolunan şekerleri koymak istemiş, fakat kutu sekiz şekerden fazla almamış. Emin,