(Osman Nuri’nin fıkrasıdır.)
Kur’an-ı Azim
Bir kelimeni, milyonlar defa tekrar okusam,
İlk başladığım lezzeti, daima duyarım.
Sen İslâm ocaklarının sönmez bir lem’asısın,
Sen o misilsiz Zatın, emsalsiz kelâmısın.
Rabbin en sevgili Resulüne kısmet olan,
Değerli binbir çeşit isbatlı kelâmısın.
Hangi kitab var ki, asırlarca böyle hürmetle okunsun,
Nasıl bir nankör var ki, gelsin sana dokunsun,
Haşa, sana inanmayanlar kâfirse bile,
Gelsin onun dellâlının yanına otursun.
O dellâldan alınca ders-i ilhamı,
Lânetler eder, inkâr ettiğine Kur’an’ı,
İlmin en derin hocası, bürhanı,
Zelil eder, karşısında seni tanımayanı,
Kudsî kitabın çok ünlü, Onun dellâlı Üstadım Said
Gönül ister ki, o ayarda bulunsun binler Said.
Aynı günün sabahı okuduğum, büyük ve kudsî kitabımız olan Kur’an-ı Azîmüşşan’dan aldığım nurlu ilham-ı ilâhîden, dolayısıyla güneş gibi kuvvetli olan Risale-i âliyelerinizin âcizde bıraktığı derin his ve tesirlerden doğmuştur.
Osman Nuri