Bir taraftan hınzır etinin hürmet-i esbabı, illeti, gayet güzel bir surette izah edilmiş, diğer taraftan da âlî müfekkirenizden parlayan nurlarla, hem de pek yakında dünyanın ufuklarında İslâmiyetin güneşinin parlıyacağına işaret buyuruyorsunuz. Cenab-ı Hak sizden hadsiz hesapsız razı olsun.
Sevgili Üstadım, âciz talebeniz, bu aczi ile manevî himmetinize iltica ediyorum. Ve öyle ümid ediyorum ki, Hallâk-ı Kerîmim beni ihtiyarım olmayarak, istihdam ettiği bu vadide, duanız himmeti ile inşaallah bir idrak ve bir kabiliyet ihsan buyuracaktır.
Hakîr talebeniz
Ahmed Husrev
*
(Ahmed Husrev’in fıkrasıdır.)
Muhyiddin-i Arabî Hazretlerinin meşrebini izah edip, noksaniyeti beyan eden nurlu beyanatınızdan çok istifade ettim. O meseleye ait evvelki dersinizden anlayamadığım cümleler ve karanlık noktalar, bu defa başka bir tarzda çevrilerek karşıma çıktığını hissettim. Ve güzel yüzlü hakikatlerini görmeye başladım. Elhak çok tefeyyüz ettim. Kardeşim Refet Beyle beraber okuduk. Üstadımıza minnetdarane teşekkürler ettik. Cenab-ı Hak, size lâyık olduğunuz ecr-i kesiri ihsan etsin. Âmin.
Ahmed Husrev
*
(Husrev’in fıkrasıdır.)
Aziz Üstadım!
Cemaziye’l-ahir ayında vuku bulan وَاِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ ayetinin ifade ettiği hâlâtın bir numunesini izah eden hadisat-ı semaviye ile, Kur’an’ın semasında parlayan lâfza-i Celâl yıldızlarının acib ve tatlı tevafuklarını ders veren o kıymetdar mektubunuzu, Hafız Ali kardeşimiz de dahil olduğu halde Refet, Bekir, Lütfi, Rüşdü, Keçeci Mustafa Efendi ve ağabeyim Ali Efendi ile