Kitaplar
Barla Lahikası

altında ne yapacağını ve ne edeceğini şaşırıyor. Çünkü, manevî vazifemizi ifa edemiyoruz. Çok az ve dar bir muhite neşredebiliyoruz. Bid’at ve dalâlet her gün artmakta, ahkâm-ı İslâmiye sünnetlerden başlayarak ve Kur’an hedef tutularak, çok insafsızca hücum edilmekte olan böyle bir zamanda ve tam bu yaralara münasip merhem olacak bu nurlu ve şifalı eserlerin mahdud eşhas arasında ve yalnız bu zavallıların ümid ve imanlarını takviye edecek vaziyette kalması teessürü arttırmakta ve dergâh-ı ilâhiyeye ilticadan başka çare bırakmamaktadır. Evet, kat’î kanaat hasıl olur. Hattâ dikkatle bakılsa görülüyor ki, bu saray-ı âlem inkıraza hatve be hatve yaklaşmakta. Her saat çatısından tuğla, duvarından bir kerpiç, sıvasından bir parça kopmakta, hattâ lâmbasının ışığı azalmaktadır. Eksilmez, yıpranmaz, yıkılmaz, değişmez zannolunan bu kervansaray elbette eskiyecek, yıpranacak, yıkılacak ve değişecektir.

   İşte beşere, bilhassa Müslümanlara arız olan ve ale’t-tevali artmakta olan zaaflar, bu neticeyi tacil ediyor, mütalâasındayım. Fakat irşad buyurulduğu üzere madem ki, netice ile değil, hizmetle mükellefiz. O halde ümidimizi kesmeyerek, sabır ve sükûn ile dua ve niyaz ile dergâh-ı ilâhiyeden yalvarmalıyız. “Muhit ilim ve zevalsiz ve nihayetsiz kudret sahibi olan Hâlikımız iyi yapar, iyilikler halk buyurur inşaallah.” demeliyiz.

   Yirmi Sekizinci Mektubun Yedinci Meselesinin Hatimesi: Gaybî işarat hakkında ihtimalen dahi olsa, her türlü evhamı izale etmek maksadıyla yazılmıştır. Sıddîkınız, elhamdülillâh mübarek eserlerde delâlet ettikleri manalarda, işaret ettikleri hakaikta, bütün mevcudiyetiyle kabul ve tasdik ve kudsî meanisini dercan etmekten başka bir his asla taşımamıştır. Nasıl ki, aziz Üstadımız bu Kur’anî cevherleri kendisine göstermekle iktifa etmiyor ve muhtaçlara da, “Bakınız, görünüz, istifade ediniz. Siz de muhtaçlara, müştaklara, mütehayyirlere göstermeye vasıta olunuz.” buyuruyorlar. Bu fakir talebeniz, bu emre “ale’r-re’si ve’l-ayn, sem’an ve taaten” demiş. Ve alâ kadri’l-imkân ve mütevekkilen alellah, bu emel uğrunda hizmette bulunmayı minnettarane arzu etmekte bulunmuştur. Binaenaleyh gaybî tevafuk hakkındaki bu müdellel ve muknî beyanat da, yerindedir, fazla değildir. Bu da herhalde lâzımdır. Buna mutlak ihtiyaç vardır veya olacaktır. Gösterilen misalden de anlaşılıyor. Özene bezene yazılmış, senelerle emek sarfıyla cem’edilmiş, toparlanmış, tefsir kavaidine siyak ve sibak-ı kelâm gözetilerek, muhtemelen bazı yerlerinde kesret-i istimal sebebiyle, hâh–nâhâh, 

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441
Fihrist
Lügat