Ruhu, feza-yı kâinatta beyne’l-ecram seyr-i seri ile seyahat ettirecek tarzda tulû eden manzume-i hakikat, bilhassa bizler için büyük bir mazhariyettir. Tarik-i Nakşi hakkındaki fıkraya mukabil, “tarik-ı acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür” hesabına tulû eden fıkra da pek çok kıymetli bir cevherdir. Bu Sözler altun ile yazılsa lâyık iken nakıs hattımla istinsah ettim. O halde kıymeti, âciz bir talebenizin yadigârı olmasındandır.
Hulûsi
*
Saniyen: Şu zaman-ı isyan ve tuğyan ve küfranda mahz-ı inayet ve lütf-i Hak olan, ümmet-i İslâmiyeyi hakaik-ı imaniyeye sevk ve irşada memur edilen zat-ı hakîmanelerini bütün ümmet-i Muhammediyeyi olduğu gibi bu âcizi de nurlu Sözler ile tarik-i Nura irşad buyurduğunuzdan dolayı hürmet ve minnetle daim yâd eder, dünyevî ve uhrevî muradlarınızı hasıl eylemesini Rahîm, Kerîm olan Allah-ı Zülcelâl Hazretlerinden âbidane niyaz ve istirham eylerim, efendim.
Hulûsi
*
(Yine Hulûsi’nin.)
Evet müteselli olduğum iki cihet var. Biri: Elimizdeki mübarek Sözler vasıtasıyla daima sohbet-i manevîde bulunduğumuz, diğeri: Muhabbetimizin inayet-i Bâri ile “hubb-u fillah” mertebesinde olduğuna imanımızdır. Binaenaleyh size benim bugün ve yarın en büyük hediyem: Verdiğiniz dersi, namınıza olarak vekâleten alâ-kadri’l-imkân mü’minlere tebliğ eylemek ve Allah’ın verdiği hakiki muhabbeti ebeden taşımak ve buna mukabil erhamü’r-rahimîn ve ekremü’l-ekremîn, ahsenü’l-hâlikîn, Rabb-i Rahîm ve Kerîm Hazretlerinden hakiki muhabbetin Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfında izah buyurulan neticesine mazhar buyurulmaktadır. İman-ı tahkikî yolunda buluştuğumuz Hakkı Efendi ile niyetimiz hakka, sıdka, ihlâsa iştirakimiz muhakkaktır.
Hulûsi