de talim, mevtin itibarî bir keyfiyet olduğunu tefhim, idam-ı ebedînin mutasavver olamayacağına kalbimi takvim buyurduktan sonra Allah için muhabbetin her halde bu hayat derecelerinde de devam ederek hayat-ı bakiyede baki meyvesini vereceğini işaret buyurmakla müddet-i hayatımı nihayetsiz artırmaya sebep olmuştur.
Risale-i Nur ile ihda buyurduğunuz dualar zaten her gün sevgili üstadı düşünmeğe kâfi gelmektedir. Kur’an’ın nihayesiz füyuzatından, tükenmez hazinesinden inayet-i Hakla edindiğiniz ve tebliğe mezun olduğunuz manaları, cevherleri göstermekle, bildirmekle de bu biçare ve müştak talebe ve kardeşinize sonuna kadar ders vermek istediğinizi izhar ediyorsunuz ki; bu suretle de, ebeden ve teşekkürle gözümün önünden, hayalimden ayrılmamaklığınız temin edilmiş oluyor.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّى
Hulûsi
*
Muvasalâtımın ilk gecesi pederimin misafirlerine tahsis eylediği odaya devam eden zevata; –mütevekkilen alellah– akşam ile yatsı arasında Risale-i Nur’u okumağa başladım. Sevgili Üstadım! Evvelce arzettiğim vecihle ben artık bir şey için yaşadığımı zannediyorum. O da, Üstadım olan dellâl-ı Kur’an’ın vazife-i memure-i maneviyesini ifada kendilerine pek cüz’î bir yardım ve Kur’an hesabına cüz’î bir hizmetkârlıktan ibarettir. Orada bulunduğunuz müddetçe Hazret-i Kur’an’dan hakikat-i iman ve İslâm hesabına vaki olacak istihraç ve tecelliyattan mahrum bırakılmamaklığımı hasseten istirham ediyorum. İnşaallah müstecab olan duanızla Allah-ı Zülcelâl, Risale-i Nur hizmetinde ümid ve arzu ettiğim neticeye vasıl, merhum ve mağfur Abdurrahman gibi ahir nefesimde iman-ı tevfik ve saadet-i bakiyede iki cihan serveri Nebiyy-i Ekremimiz Muhammedeni’l-Mustafa (sallâllahu tealâ aleyhi vesellem) Efendimize ve siz muhterem Üstadımın arkasında ve yakınında komşuluk vermek suretiyle a’mâl-i hakikiyeye nail buyurur.
Risale-i Nur gerçi zâhiren sizin eserinizdir, fakat nasıl ki, Kur’an-ı Mübîn Allah’ın kelâmı iken seyyid-i kâinat, eşref-i mahlukat Efendimiz (s.a.v.) nâsa