gördükleri ve büyük seyyiatları tehir edildiği cihetle, onların ahiretine nisbeten dünya, cennetleridir. Yoksa, mü’min bu dünyada dahi kâfirden manen ve hakikat nokta-i nazarında çok ziyade mesuddur. Adeta mü’minin imanı, mü’minin ruhunda bir cennet-i maneviye hükmüne geçiyor; kâfirin küfrü, kâfirin mahiyetinde manevî bir cehennemi ateşlendiriyor.