onlar fıtraten sevimlidirler.” (1) Evet kız, şefkat ve cemalin mazharı olduğundan erkek çocuğundan daha ziyade sevilir. Bahusus bu zamanda ebeveyn hakkında kızlar daha mübarektir. Çünkü, tehlike-i diniyeye çok maruz olmuyorlar.
İkinci sualin: İbrahim Hakkı, “Cu’ ism-i âzamdır.” demesinin muradını bilmiyorum. Zahiren manasızdır, belki de yanlıştır. Fakat ism-i Rahman madem çoklara nisbeten ism-i âzam vazifesini görüyor. Manevî ve maddî cu’ ve açlık o ism-i âzamın vesile-i vusulü olduğuna işareten mecazî olarak, cu’ ism-i âzamdır, yani bir ism-i âzama bir vesiledir, denilebilir.
Mübarek hanenizdeki masumlara dua ve ders arkadaşlarına umumen selâm ediyorum.
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Kardeşiniz
Said Nursî
*
(20 Haziran 1934, Çarşamba)
بِاسْمِهِ
وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ
Aziz, sıddık, meraklı kardeşim Refet Bey,
Mektubunda letaif-i aşereyi sual ediyorsun. Şimdi tarikatı ders vermek zamanında olmadığımdan, Tarik-i Nakşî muhakkiklerinin letaif-i aşereye dair eserleri var. Şimdilik vazifemiz ise istihrac-ı esrar olduğundan, mevcud mesaili nakil değildir. Gücenme, tafsilât veremiyorum. Yalnız bu kadar derim ki: Letaif-i aşere, İmam-ı Rabbanî; kalb, ruh, sır, hafa, ahfa, insanda anâsır-ı erbaanın her bir unsurdan o unsura münasib