Kitaplar
Mesnevî-i Nuriye

nev-i beşerin beşte biri kabul etmiştir. Acaba böyle bir zatın davalarında, nefs ve şeytanın münakaşa ve itirazlarına bir imkân var mıdır?

   YEDİNCİ REŞHA: Arkadaş! O zatı harekete getirip, o inkılâpları kendisine yaptıran ancak bir kuvve-i kudsiyedir. Evet, bilhassa Ceziretü’l-Arab’ta yaptığı inkılâb ve icraata bak!..

   O sahralarda, o çöllerde âdetlerini muhafazada pek mutaassıp ve asabiyetlerinde fevkalâde inatçı ve kasavet-i kalb ve merhametsizlikte emsalsiz ve hatta diri diri kızlarını toprağa gömüp öldürürlerken müteessir bile olmayan pek çok vahşi kavimler oturmakta idiler. O zat-ı nuranî, kısa bir zamanda o kavimlerin ahlâk-ı seyyielerini kaldırarak ahlâk-ı hasene ile tebdil ettirdi. Hatta, o zat-ı mürşidin (a.s.m.) telkin ettiği iman nuru sayesinde o vahşi insanlar, insan âleminde insanlara muallim oldular. Ve medeniyet dünyasında, medenilere üstad oldular. O zatın (a.s.m.) şu kadar geniş ve azim  saltanatı, yalnız zahirî bir saltanat değildir. Daha geniş ve daha derin yerde saltanat-ı bâtıniyesi vardır ki, bütün kalbleri ve akılları kendisine cezb ve celbetmiştir. Ve bütün ruhları ve nefsleri teshir etmiştir ki, kalblere mahbup, akıllara muallim ve tenvir edici ve nefslere mürebbi ve ruhlara sultan olmuş ve olmaktadır.

   SEKİZİNCİ REŞHA: Arkadaş! Bilirsin ki, sigara gibi küçük bir âdeti, bir şeyi tiryakisinden refetmek pek zahmettir. Hatta büyük bir hâkim, büyük bir azim ile, küçük bir kavimde itiyad edilen bir hasleti kaldırmakta büyük müşkilata rast gelir. Halbuki bu zat-ı nuranî pek çok âdetleri, pek çok asabî, inatçı kavimlerden, cüz’î bir kuvvetle kısa bir zamanda kaldırarak, yerlerini yüksek, nezih ahlâk ve âdetler ile doldurmuştur.

   Evet, Hazret-i Ömer ibni’l-Hattabın (r.a.) İslâmiyetten evvel ve sonraki hâlleri bu meseleye güzel bir misâldir. Bunun gibi, icraat-ı esasiyesinden binlerce harikalar vardır. O zatın, o zamandaki icraatına harika diyoruz. Acaba bu zamanın yüzlerce feylesofları, o zamanda, o vahşet-âbad cezireye gidip, pek uzun zamanlarda o vahşileri ıslah için çalışsalar, o zat-ı mürşidin bir senede muvaffak olduğu kadar, onlar elli senede muvaffak olabilirler mi? Hâşâ!..

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285
Fihrist
Lügat