Kitaplar
Mesnevî-i Nuriye

   İşte hayâlen oraya gittik. Bak, harika bir surette hüsn-ü sûretle hüsn-ü sîreti cem’eden o mürşid-i umumî, o hatib-i kudsî, cevahir dolu bir kitab-ı mu’cizü’l-beyanı eline alarak, bütün insanlara mele-i a’lâdan nazil olan bir hutbe-i ezeliyeyi okuyor. Ve bütün benî-Âdem’i ve cinleri ve mevcudatı dinletiyor. Evet, pek büyük bir emirden haber veriyor. Hilkat-ı âlemin acip muammasını açıyor. Kâinatın sırr-ı hikmetine dair tılsımı açıyor. Felsefe ve fenn-i hikmetin, nev-i beşere; “Siz kimlersiniz? Nereden geliyorsunuz? Nereye gidiyorsunuz?” diye irad ettiği akılları acz ve hayrette bırakan üç suale cevap veriyor.

   BEŞİNCİ REŞHA: Arkadaş! Şu zat-ı nuranî (a.s.m.), mürşid-i imanî Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma bak, nasıl neşrettiği hakikatın nuruyla, hakkın ziyasıyla, nev-i beşerin gecesini gündüze, kışını bahara çevirerek âlemde yaptığı inkılâb ile âlemin şeklini değiştirerek nuranî bir şekle sokmuştur. Evet, o zatın nuranî güzelliğiyle kâinata bakılmazsa, kâinat bir matem-i umumî içinde görünecekti. Bütün mevcudat birbirine karşı ecnebi ve düşman durumunda bulunacaktı. Cemadat, birer cenaze suretini gösterecekti. Hayvan ve insanlar, eytam gibi zeval ve firakın korkusundan vaveylâlara düşeceklerdi. Ve kâinata, harekâtıyla, tenevvüüyle ve tagayyüratıyla, nukuşuyla tesadüfe bağlı bir oyuncak nazarıyla bakılacaktı. Bilhassa insanlar, hayvanlardan daha aşağı, zelil ve hakir olacaklardı.

   İşte, o zatın telkin ettiği iman nazarıyla kâinata bakılmadığı takdirde, kâinat böyle korkunç, zulümatlı bir şekilde görünecekti. Fakat o mürşid-i kâmilin gözüyle ve iman gözlüğüyle bakılırsa; her taraf nurlu, ziyadar, canlı, hayatlı, sevimli, sevgili bir vaziyette arz-ı didar edecektir.

   Evet, kâinat iman nuruyla matem-i umumî yeri olmaktan çıkıp mescid-i zikir ve şükür olmuştur. Birbirine düşman telâkki edilen mevcudat, birbirine ahbap ve kardeş olmuşlardır. Cenaze ve ölü şeklini gösteren cemadat, ünsiyetli birer hayatdar ve lisan-ı hâliyle Hâlikının âyatını natık birer musahhar memuru şekline giriyorlar. Ağlayan, müteşekki ve eytam kıyafetinde görünen insan, ibadetinde zakir, Hâlikına şakir sıfatını takınıyor. Ve kâinatın harekât, tenevvüat, tagayyürat ve nukuşu abesiyetten kurtuluyor. 

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285
Fihrist
Lügat