Altıncısı: Âdetullah üzerine, irade-i külliye-i ilâhiye, abdin irade-i cüz’iyesine bakar. Yani, bunun bir fiile taallûkundan sonra o taallûk eder. Öyle ise cebir yoktur.
Yedincisi: İlim, maluma tabidir. Bu kaziyeye göre, malum ilme tabi değildir; çünkü, devir lazım gelir. Öyle ise, bir insan amelen yaptığı bir fiilin esbabını kadere havale etmekle taallül ve bahaneler gösteremez.
Sekizincisi: Ölüm gibi hasıl-ı bilmasdar denilen şey, kesb gibi bir masdara mütevakkıftır; yani, âdetullah üzerine, o hasıl-ı bilmasdarın vücuduna şart kılınmıştır. Kesb denilen masdarda çekirdek ve ukde-i hayatiye meyelândır. Bu düğümün açılmasıyla meseledeki düğüm de açılır.
Dokuzuncusu: Cenab-ı Hakkın ef’alinde tercih edici bir garaza, bir illete ihtiyaç yoktur; ancak tercih edici Cenab-ı Hakkın ihtiyarıdır.
Onuncusu: Bir emrin behemehal bir müessirin tesiriyle vücuda gelmesi lazımdır ki, tereccüh bilâ-müreccih lazım gelmesin. Amma, itibarî emirlerde tahsis edici bir şey bulunmasa bile muhal lazım gelmez.
On Birincisi: Bir şey, vücudu vacip olmadıkça vücuda gelmez. Evet, irade-i cüz’iyenin taallûkuyla irade-i külliyenin taallûku bir şeyde içtima ettikleri zaman, o şeyin vücudu vacip olur ve derhal vücuda gelir.
On İkincisi: Bir şeyi bilmekle, mahiyetini bilmek lazım gelmez ve bir şeyi bilmemekle o şeyin adem-i vücudu lazım gelmez. Binaenaleyh, cüz’-i ihtiyarînin mahiyetinin tabir edilememesi vücudunun katiyetine münafi değildir.
Nazar-ı dikkatinize arz ettiğim şu esasları tam manasıyla anladıktan sonra, şu maruzatımı da dinleyiniz:
Biz Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat, Ehl-i İtizale karşı diyoruz ki: Abd, kesb denilen masdardan neş’et eden, hasıl-ı bilmasdar olan esere hâlik değildir. Abdin elinde ancak ve ancak kesb vardır. Zira, Allah’tan başka müessir-i hakikî yoktur. Zaten tevhid de öyle ister.
Sonra Ehl-i Cebre döner, söyleriz ki: Abd, bir ağaç gibi bütün bütün ıztırar ve cebir altında değildir; elinde küçük bir ihtiyar vardır. Çünkü, Cenab-ı Hak, Hakîmdir; cebir gibi zulümleri intac eden şeylerden münezzehtir.
Sual: Cüz’-î ihtiyarî denilen şey nedir? Ne kadar etrafı kazılırsa, altından cebir çıkıyor. Bu nasıl bir şeydir?