Kitaplar
İşarat'ül-İ'caz

sayan ibre, dakikaları sayan ibrenin hareketini ihbar ediyor, dakikaları sayan ibre saatleri sayan ibrenin hareketini ilân ediyor, saatleri sayan ibre de günleri gösteren ibrenin hareketini husule getiriyor ve ilâm ediyor. İşte, birincinin hareketinin tamam olması, ikincisinin de hareketinin tamam olacağına; ve ikincinin tamam-ı hareket etmesi, üçüncünün de itmam-ı hareket edeceğine işarettir.

   Kezalik, Sâni-i Hakîmin kâinat denilen büyük bir saati vardır. Bu saatin milleri, feleklerin çeşit çeşit deveranından ibarettir. İşte bu deveranlar; günleri, seneleri, ömr-ü beşeri, dünyanın beka müddetini gösteriyorlar. Binaenaleyh, her geceden sonra sabahın, her kıştan sonra baharın gelmesi gibi, haşrin sabahı, o büyük saatten doğacağına delil ve işarettir.

   Sual: Kâinatta görünen şu nevi kıyametlerde eşya aynıyla iade edilmiyor. Halbuki, büyük kıyamette neden ecsam aynıyla iade edilir?

   Elcevap: İnsanın bir ferdi, başka mahlukatın bir nevi gibidir. Zira insandaki o nur-u fikir, emellerine, ruhuna öyle bir inkişaf, öyle bir inbisat vermiştir ki, bütün zamanları yutsa doymaz. Zira ondaki o yüksek fikir, insanın mahiyetini ulvî, kıymetini umumî, nazarını küllî, kemalini gayr–i mahsur, lezzet ve elemini daimî kılmıştır. Başka nevilerin fertleri ise böyle değildir. Onların mahiyetleri cüz’î, kıymetleri şahsî, nazarları mahdut, kemalleri mahsur, lezzet ve elemleri anidir. Bundan anlaşılıyor ki; insanın bir ferdi, sair mahlukatın bir nevi hükmündedir. Binaenaleyh, o nevilerde görünen şu kıyametlerin ve haşir ve neşirlerin keyfiyetleri nasılsa, efrad-ı insaniyede de öyledir.

   Altıncı Bürhan: Saadet-i ebediyeye işaret eden bürhanlardan biri de, insandaki gayr-i mütenahî istidatlardır. Evet, Cenab-ı Hak tarafından mükerrem kılınan insanın cevher-i ruhunda ekilen ve rakamlara sığmayan istidatlar var. Bu istidatların altında, hesaba gelmeyen kabiliyetler var; ve bunlardan neş’et eden hadde gelmeyen meyiller var; ve bunlardan husule gelen gayr-i mütenahî efkâr ve tasavvurat var. İşte bunların her birisi, haşr-i cismanînin arkasındaki saadet-i ebediyeye şehadet parmaklarını uzatarak gösteriyorlar.

   Yedinci Bürhan: Evet, Rahman ve Rahim olan Sâni-i Hakîmin rahmeti, rahmetlerin en büyüğü olan saadet-i ebediyenin geleceğini tebşir ediyor. Zira rahmet, ancak saadet-i ebediye ile rahmet olur; ve nimet, ancak o saadet ile nimet olur.

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310
Fihrist
Lügat