Hâlikın Hukukuyla Mahlukatın Hukukunu
En Mükemmel Surette Ancak Müslümanlık Tarif Etmiştir
Kur’an’ın telkin ve Hazret-i Muhammed’in tebliğ ettiği esasattan mükemmel bir ahlâk mecellesi vücud bulur. Esasat-ı Kur’aniyenin muhtelif memleketlerde insanlığa ettiği iyiliği ve ettikten sonra da Allah’a takarrüb etmek isteyen insanları Cenab-ı Hakka rabt ettiğini inkâr etmek mümkün değildir. Hâlikın hukuku ile mahlukun hukuku, ancak Müslümanlık tarafından mükemmel bir surette tarif olunmuştur. Bunu yalnız Müslümanlar değil, Hristiyanlar da Museviler de itiraf ediyorlar.
MARMADUKE PICKTAHALL
***
Kur’an İle Kavanîn-i Tabiiye Arasında Tam Bir Âhenk Vardır
Yeni keşfiyatın veyahut ilim ve irfanın yardımıyla hâllolunan, yahut hâlline uğraşılan mesail arasında bir mesele yoktur ki, İslâmiyetin esasatıyla taarruz etsin. Bizim, Hristiyanlığı, kavanin-i tabiiye ile telif için sarf ettiğimiz mesaiye mukabil, Kur’an-ı Kerim ve Kur’an’ın talimiyle kavanin-i tabiiye arasında tam bir âhenk görülmektedir. Kur’an, her hürmete şayan olan eserdir.
LEVAZAUNE
***
Kur’an, Bütün İyilik ve Fazilet Esaslarını Muhtevidir,
İnsanı Her Türlü Dalâletlerden korur
Kur’an, insanlara Hukukullah’ı tanıtmış, mahlukatın Hâliktan ne bekleyeceğini, mahlukatın Hâlikla münasebatını en sarih şekilde öğretmiştir. Kur’an, ahlâk ve felsefenin bütün esasatını câmidir. Fazilet ve rezilet, hayır ve şer, eşyanın mahiyet-i hakikiyesi, hülâsa her mevzu, Kur’an’da ifade olunmuştur. Hikmet ve felsefenin esası olan adalet ve müsavatı öğreten ve başkalarına iyilik etmeyi, faziletkâr olmayı talim eden esaslar; bunların hepsi Kur’an’da vardır. Kur’an, insanı iktisad ve itidale sevk eder, dalâletten korur, ahlâkî zaafların karanlığından çıkarır, teali-i ahlâk nuruna ulaştırır; insanın kusurlarını, hatalarını i’tila ve kemale kalbeyler.
Müsteşrik SEDIO