insanın ahvali, vaziyetleri ne tabiatın iktizasıdır ve ne de fıtratın icabıdır; ancak bir câilin ca’li iledir.
Sual: فِيهَا : Mesafe pek kısa olduğu hâlde, ikinci فِيهَا ’nın zikrine ne ihtiyaç vardır?
Elcevap: Birinci فِيهَا ile, beşerin bir ruh gibi arza nüfuz etmesiyle arzı ihya etmesine; ikinci فِيهَا ise, beşerin fesadı dahi, Azrail gibi, arzın kalbine kadar pençesini sokup, arzı imatesine işarettir. Demek beşer, bir taraftan arzın şifası için bir ilaç iken, diğer taraftan ölümünü intac eden bir zehirdir.
مَنْ , beşerden kinayedir. Kinayenin tasrihe sebeb-i tercihi; melâikenin maksatı beşerin şahsiyeti olmayıp, ancak kendilerine sakil, ağır gelen bir mahlukun Allah’a isyan etmesine işarettir.
يُفْسِدُ : “Fesad”ın “isyan”a bedel zikri, isyanlarının nizam-ı âlemin fesadına sebep olacağına işarettir. Devam ile teceddüdü ifade eden muzarî sigasıyla fesadın zikredilmesi, melâikenin asıl istemedikleri ve inkâr ettikleri, ancak isyanlarının devam ve istimrar ile vukua geleceğine ait olduğuna işarettir. Melâike, beşerin isyanlarının devam ve istimrarını, ya Cenab-ı Hakkın ilâmıyla bilmişlerdir veya levh-i mahfuza bakıp ondan almışlardır veyahut insanlardaki kuvve-i gadabiye ve şeheviyeden anlamışlardır.
فِيهَا : Kuvve-i şeheviye ile arzda fesad hasıl olur; kuvve-i gadabiyenin tecavüzüyle katl ve kıtale mahal olur. Halbuki, arz, takva üzerine tesis edilmiş bir mescid hükmündedir.
( وَ ) ise, fesad ile sefk gibi iki rezileyi birbirine atıf ve cem’ eder. Çünkü, fesad, sefk-i dimâ’ya sebeptir.
يَسْفِكُونَ ’nin يَقْتُلُونَ ’ye tercihen zikrinden anlaşılıyor ki; sefk, zulmen yapılan katldir. Bu ise, fesada daha münasiptir. Çünkü katlin ifade ettiği mana,