Üçüncü nev’: Hissî harikalardır ki; muaraza zamanlarında kendisinden talep edilen mucizelerdir; taşın konuşması, ağacın yürümesi, ayın iki parçaya bölünmesi, parmaklarından su akması gibi.Tefsir-i Keşşâf 'ın müellifi Zemahşerî'nin dediğine göre, o Hazretin bu nevi harikaları bine baliğ olmuştur. Ve bir kısmı da mütevatir-i bilmanadır. Hatta Kur’an’ı inkâr edenlerden bir kısmı, inşikak-ı kamer manasında tasarruf etmemişlerdir.
Sual: İnşikak-ı kamer, bütün insanlarca kesb-i şöhret etmesi lâzım bir mucize iken âlemce o kadar şöhret bulmamıştır. Esbabı nedir?
Cevap: Matlâların ihtilâfı ve havanın bulutlu olmasının ihtimali ve o zamanda rasathanelerin bulunmaması ve vaktin uyku gibi gaflet zamanı olması ve inşikakın âni olması gibi esbabdan dolayı, herkesçe o vak’anın görünmesi ve malum olması lâzım gelmez. Maahaza, Hicaz matlâıyla matlâları bir olan yerlerde, o gece yollarda bulunan kervan ve kafilelerden naklen, inşikakın vukua geldiği hakkında çok rivayetler vardır.
Üçüncü nevi mucizelerin reisi ve en büyüğü, Kur’an-ı Azimüşşandır ki, yedi vecihle mucize olduğuna mezkûr ayetle işaret edilmiştir.
Arkadaş! Şu meseleleri az çok fehmettin.
Şimdi, bu ayetin mâkabliyle olan cihet-i irtibatına bakalım:
Evet, İbn-i Abbas’ın (r.a.) يَۤا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا ayetindeki “ibadet”i tevhidle tefsir ettiğine nazaran, evvelki ayet isbat-ı tevhid hakkındadır, bu ayet de isbat-ı nübüvvet hakkındadır.
¶ (1)