Kitaplar
İşarat'ül-İ'caz

   “Kur’an-ı Kerim’de müteşabihat vardır” dedikleri birinci şüphelerine cevap:

   Evet, Kur’an-ı Kerim, umumî bir muallim ve bir mürşiddir; halka-i dersinde oturan nev-i beşerdir. Nev-i beşerin ekserisi avamdır. Mürşidin nazarında ekall, eksere tabidir. Yani, umumî irşadını ekallin hatırı için tahsis edemez. Maahaza, avama yapılan konuşmalardan havas hisselerini alırlar; aksi halde avam, yüksek konuşmaları anlayamadığından mahrum kalır.

   Ve keza, avam-ı nâs, ülfet ettikleri üsluplardan ve ifadelerin çeşitlerinden ve daima hayallerinde bulunan elfaz, maani ve ibarelerden fikirlerini ayıramadıklarından, çıplak hakikatleri ve akliyatı fehmedemezler. Ancak, o yüksek hakaikin, onların ülfet ettikleri ifadelerle anlatılması lâzımdır. Fakat, Kur’an’ın böyle ifadelerinin hakikat olduğuna itikad etmemelidirler ki, cismiyet ve cihetiyet gibi muhal şeylere zahib olmasınlar. Ancak o gibi ifadelere hakaika geçmek için bir vesile nazarıyla bakılmalıdır. Meselâ, Cenab-ı Hakkın kâinatta olan tasarrufunun keyfiyeti, ancak bir sultanın taht-ı saltanatında yaptığı tasarrufla tasvir edilebilir. Buna binaendir ki,   اَلرَّحْمٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوٰى   kinaye tariki ihtiyar edilmiştir. Hissiyatı bu merkezde olan avam-ı nâsa yapılan irşadlarda, belâgat ve irşadın iktizasınca, avamın fehimlerine müraat, hissiyatına ihtiram, fikirlerine ve akıllarına göre yürümek lâzımdır. Nasıl ki bir çocukla konuşan, kendisini çocuklaştırır ve çocuklar gibi çat pat ederek konuşur ki, çocuk anlayabilsin. Avam-ı nâsın fehimlerine göre ifade edilen Kur’an-ı Kerim’in ince hakikatleri,   اَلتَّنَزُّلاَتُ اْلاِلهِيَّةُ اِلٰى عُقُولِ الْبَشَرِ   ile anılmaktadır. Yani, “insanların fehimlerine göre Cenab-ı Hakkın hitabatında yaptığı bu tenezzülât-ı ilâhiye,” insanların zihinlerini hakaikten tenfir edip kaçırtmamak için ilâhî bir okşamadır. Bunun için, müteşabihat denilen Kur’an-ı Kerim’in üslupları, hakikatlere geçmek için ve en derin incelikleri görmek için, avam-ı nâsın gözüne bir dürbün veya numaralı birer gözlüktür. Bu sırra binaendir ki; büleğa, büyük bir ölçüde ince hakikatleri tasavvur ve dağınık manaları tasvir ve ifade için istiare ve teşbihlere müracaat ediyorlar. Müteşabihat dahi ince ve müşkil istiarelerin bir kısmıdır. Zira, müteşabihat, ince hakikatlere suretlerdir.

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310
Fihrist
Lügat