Kitaplar
İşarat'ül-İ'caz

Ne onun ve ne de ecdadının bir hakimiyetleri sebkat etmemişti; bir hakimiyete, bir saltanata meyilleri yoktu. Böyle bir vaziyette iken, mühim bir makamda, tehlikeli bir mevkide, kemal-i vüsuk ve itminan ile, büyük bir işe teşebbüs etti; bütün efkâr-ı ammeye galebe çaldı, bütün ruhlara kendisini sevdirdi, bütün tabiatların üstüne çıktı; kalblerden bütün vahşet âdetlerini, çirkin ahlâkları kaldırarak, pek yüksek âdat ve güzel ahlâkı tesis etti; vahşetin çöllerinde sönmüş olan kalblerdeki kasaveti ince hissiyatla tebdil ettirdi ve cevher-i insaniyeti izhar etti. Onları, o vahşet köşelerinden çıkararak, evc-i medeniyete yükseltti ve onları o zamana, o âleme muallim yaptı. Ve onlara öyle bir devlet teşkil etti ki, sâhirlerin sihirlerini yutan âsa-yı Musa gibi, başka zalim devletleri yuttu; ve nev-i beşeri istila eden zulüm, fesad, ihtilal, şekavet rabıtalarını yaktı, yıktı ve az bir zamanda devlet-i İslâmiyeyi şarktan garba kadar tevsi ettirdi. Acaba, o zatın şu macerası, onun mesleği hak ve hakikat olduğuna delâlet etmez mi?

ALTINCI MESELE

   Bu mesele, istikbal sahifesine bakar. Bu sahifede dahi Dört Nükte vardır.

   Birinci Nükte: Bir insan, ne kadar yüksek olursa olsun, ancak dört beş fende mütehassıs ve meleke sahibi olabilir.

   İkinci Nükte: Bazen olur ki iki adamın söyledikleri bir söz, bir kelâm mütefavit olur; birisinin cehline, sathîliğine, ötekisinin ilmine, maharetine delâlet eder. Şöyle ki:

   Bir adam, düşünmeden, gayr-i muntazam bir surette söyler; ötekisi o sözün evvel ve ahirine bakar, siyak ve sibakını düşünür ve o sözün başka sözler ile münasebetlerini tasavvur eder ve münasip bir mevkide, münbit bir yerde zer’ eder. İşte bu adamın şu tarz-ı hareketinden, derece-i ilim ve marifeti anlaşılır. Kur’an-ı Kerim’in fenlerden bahsederken aldığı fezlekeler, bu kabil kelâmlardandır.

   Üçüncü Nükte: Bu zamanda –vesait, âlat ve edevat– sanayiin tekemmülüyle çocukların oyuncakları gibi âdileşmiş olan çok şeyler vardır ki, eğer onlar bundan iki üç asır evvel vücuda gelmiş olsaydılar, harikalardan addedilecekti. Kezalik, kelâmlarda, sözlerde de zamanın tesiri vardır. Meselâ, bir zamanda kıymetli bir sözün bir başka zamanda kıymeti kalmaz. 

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310
Fihrist
Lügat