Kitaplar
İşarat'ül-İ'caz

    تَتَّقُونَ  : Takva, tabakat-ı mezkûrenin ibadetlerine terettüb ettiğinden, takvanın bütün kısımlarına, mertebelerine de şamildir. Meselâ, şirkten takva, kebairden takva, masivaullahtan kalbini hıfzetmekle takva, ikabdan içtinab etmekle takva, gazaptan tahaffuz etmekle takva... Demek   تَتَّقُونَ   kelimesi bu gibi mertebeleri tazammun eder. Ve keza, ibadetin ancak ihlâs ile ibadet olduğuna ve ibadetin mahzan vesile olmayıp maksud-u bizzat olduğuna ve ibadetin sevap ve ikab için yapılmaması lüzumuna işarettir.

اَلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ اْلاَرْضَ فِرَاشًا وَالسَّمَۤاءَ بِنَۤاءً

   Kuran-ı Kerim bu cümle ile beyan ettiği kudret-i ilâhiyenin azametiyle insanları ibadete teşvik edip heyecana getiriyor. Şöyle ki: “Ey insanlar! Arz ve semayı sizlere muti ve hizmetkâr yapan Zat, yaptığı şu iyiliğe karşı ibadete müstahaktır; ibadetini yapınız!”

   Ve keza, insanların faziletine ve yüksek bir kıymete malik olduğuna ve indallah mükerrem bulunduğuna bir imadır. Sanki bu cümle-i Kur’aniye beşere emrediyor: Ey kafile-i beşer! Yüksek ve alçak bütün ecramı sizin istifadenize tahsis etmekle sizlere bu kadar i’zaz ve ikramlarda bulunan Cenab-ı Hakka ibadet ediniz! Ve sizlere yaptığı keramete karşı liyakatinizi izhar ediniz.

   Ve keza, esbab ve tabiata tesirin verilmesini reddediyor. Şöyle ki: Ey insan! Şu gördüğünüz yerler, gökler, sıfatlarıyla beraber, bir Hâlikın halkıyla, kastıyla, tahsisiyle ve bir nâzımın nazmıyla husule gelip bu intizamı bulmuşlardır. Kör tabiatın bu kadar büyük şeylerde yeri olmadığı gibi, en küçük şeylerde de yeri yoktur.

   Ve keza, sıfatlar da mümkinattan oldukları cihetle, Sânia delâlet ettiklerine işarettir. Zira cisimleri teşkil eden zerreler büyüklük, küçüklük, çirkinlik güzellik gibi gayr-i mütenahî ahval ve keyfiyetleri kabul etmekte müsavidirler. Yani, bir zerrenin bin keyfiyeti kabul etmeye kabiliyeti vardır; ve bir hâlet binlerce zerrelere hâl olabilir. Binaenaleyh, güzellik gibi bir sıfat binlerce zerrelere ve dolayısıyla cisimlere sıfat olabildiği halde; o kadar imkânat ve ihtimaller içinde muayyen bir cisme tayin edildiği zaman, herhalde bir kasd ile, bir hikmet altında, bir Zatın irade ve tahsisiyle, binlerce cisimler arasında o cisim, o sıfata mevsuf kılınmıştır.

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310
Fihrist
Lügat