Kitaplar
İşarat'ül-İ'caz

talimler, ıslahlar gibi vazifeler, bir şahsa yüklenir. Eğer o emri imtisal, nevâhiden içtinab eden o şahıs olmasa, o vazifeler tamamen payimal olur.

   Beşincisi: İnsan, İslâmiyet sayesinde, ibadet saikasıyla bütün Müslümanlara karşı sabit bir münasebet peyda eder ve kavi bir irtibat ve bağlılık elde eder. Bunlar ise, sarsılmaz bir uhuvvete, hakiki bir muhabbete sebep olur. Zaten heyet-i içtimaiyenin kemaline ve terakkisine ilk ve en birinci basamaklar uhuvvet ile muhabbettir.

   İbadetin şahsi kemalâta sebep olduğunun izahı:

   İnsan cismen küçük, zaif ve âciz olmakla beraber, hayvanattan addedildiği halde, pek yüksek bir ruhu taşıyor ve pek büyük bir istidada maliktir ve hasredilmeyecek derecede meyilleri vardır ve gayr-i mütenahî emeller sahibidir ve addedilemez fikirleri vardır ve gayr-i mahdut şeheviye ve gadabiye gibi kuvveleri vardır ve öyle acaip bir yaratılışı vardır ki, sanki bütün enva’ ve âlemlere fihriste olarak yaratılmıştır.

   İşte, böyle bir insanın o yüksek ruhunu inbisat ettiren ibadettir. İstidatlarını inkişaf ettiren ibadettir; meyillerini temyiz ve tenzih ettiren ibadettir; emellerini tahakkuk ettiren ibadettir; fikirlerini tevsi ve intizam altına alan ibadettir; şeheviye ve gadabiye kuvvelerini had altına alan ibadettir; zâhirî ve bâtınî uzuvlarını ve duygularını kirleten tabiat paslarını izale eden ibadettir. İnsanı, mukadder olan kemalâtına yetiştiren ibadettir. Abd ile Mabud arasında en yüksek ve en lâtif olan nisbet, ancak ibadettir. Evet, kemalât-ı beşeriyenin en yükseği, şu nisbet ve münasebettir.

   İhtar: İbadetin ruhu, ihlâstır. İhlâs ise, yapılan ibadetin, yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir faide ibadete illet gösterilse, o ibadet bâtıldır. Faideler, hikmetler yalnız müreccih olabilirler; illet olamazlar.

   Kur’an-ı Kerim vaktâ ki   يَۤا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا   (ilâ ahir) emriyle insanları ibadete davet etti; sanki lisan-ı hâl ile, “Ne için ibadet yapalım? İlleti nedir?” diye sorulan suali, Kur’an-ı Kerim   رَبَّكُمُ اَلَّذِى خَلَقَكُمْ   cümleleriyle cevaplandırmak üzere Sâniin vücud-u vahdetine dair bürhanları zikretmeye başladı.

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310
Fihrist
Lügat