Kitaplar
İşarat'ül-İ'caz

   İkincisi:   كَمَآ اٰمَنَ النَّاسُ   tabirinden anlaşılıyor ki; imanı olmayanın nâstan addedilmemesi lazımdır. Ancak “nâs” tabiri mü’minlere mahsustur. Bu da, ya imanın hasiyetiyle insaniyetin hakikati mü’minlere münhasırdır veya imansız olanlar insaniyetin mertebesinden sukut etmişlerdir. 

    قَالُۤوا أَنُؤْمِنُ كَمَآ اٰمَنَ السُّفَهَآءُ   Yani “Bizler nasihatleri kabul etmiyoruz. Şu miskinlerin cemaatine nasıl gireceğiz. Bizim gibi ashab-ı câh ve mertebe onlara kıyas edilemez.”   قَالُوا  , nefislerini tezkiye, mesleklerini tervic, nasihatten istiğna, mağrurane dava şeklinde müdafaa etmelerine işarettir. İnkârî bir istifhamı ifade eden   أَنُؤْمِنُ   kelimesi onların cehalette gösterdikleri temerrüd ve inada işarettir. Sanki onlar istifham ile nasihat edene soruyorlar ki, “Mesleğimizi terk etmemize senin vicdanın razı olup, insafın kabul eder mi?”

   Sual: Onlar o sözlerinde kimleri muhatap etmişlerdir?

   Elcevap: Evvelen nefislerine, saniyen ebna-i cinslerine, salisen nasihat edenlere tevcih-i hitap etmişlerdir. Evet, birisine nasihat yapan adam, evvelâ nefsine müracaat eder, sonra arkadaşlarıyla konuşur. Sonra, nasihat ettiğine döner, yaptığı müracaatların neticesini ona söyler. Buna binaen, vaktâ ki münafıklar imana davet edildiler; onlar fesada uğramış kalblerine, tefessüh etmiş vicdanlarına müracaatta bulundular. İnkâr cevabını aldıkları için, kalblerindeki şeyi dışarıya verdiler. Sonra, ifsad arkadaşlarına müracaat ettiler; yine inkâr cevabını alarak, gizli gizli konuşmalara başladılar. Sonra, itizar şeklinde, nasihat edene dönerek şöyle bir safsatada bulunurlar: “Yahu aramızda çok fark vardır. Biz onlara kıyas edilemeyiz. Çünkü biz zenginiz, onlar fakirdirler. Onlar, mecburiyet saikasıyla imana gelmişlerdir. Onların diyaneti ıztırarîdir. Biz ise ashab-ı izzet ve servet insanlarız.” Hülâsa, onlar, gururlarının hükmüyle mürşidi insafa davet ettiler, hud’a ve hileleriyle ikiyüzlü bir konuşmada bulundular. Şöyle ki: “Ey mürşid! Bizleri süfeha zannetme. Bizler süfeha gibi olamayız. Ancak halis mü’minlerin yaptıkları gibi yapıyoruz” diye, mürşidi kandırmak istediler.

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310
Fihrist
Lügat