Hizbü'l-Kur'ân
NÛR SÛRESİ
34. Andolsun ki biz, size apaçık ayetlerle, sizden önce gel-miş olanlardan bir örnek ve takva sahipleri için bir öğüt indir-dik.
35. Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun misali, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba da billurdan bir cam şişe içindedir. O cam şişe ise sanki inciden bir yıldız gibidir ki, ne doğuya ne de batıya ait olmayan mübarek bir zeytin ağacından çıkan yağdan tutuşturulur. Onun yağı, kendi-sine bir ateş temas etmemiş olsa da etrafa ışık verir. Nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruna kavuşturur. İşte Allah insanlara böyle örnekler verir. Ve Allah her şeyi bilir.
36. (Bu kandil) Allah’ın, yüceltilmesine ve içinde adının anılmasına izin verdiği evlerdedir. Orada sabah akşam onu (öyle kimseler) tesbih eder ki.
37. Onları ne bir ticaret, ne bir alışveriş Allah’ı zikretmek-ten, namazı kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin tersine çevrildiği bir günden korkarlar.
38. Ta ki, Allah onları işledikleri amellerin en güzeliyle mükâfatlandırsın ve lütfundan onlara fazlasını versin. Allah, dilediğine hesapsız şekilde rızıklandırır.
39. İnkâr edenlerin durumuna gelince; onların amelleri çöl-de görülen bir serap gibidir ki, susamış olan kimse onu su zanneder. Nihayet gelip oraya vardığında ortada hiçbir şey bulamamış, üstelik yanıbaşında da sadece Allah’ı bulmuştur. Allah da onun hesabını görmüştür. Allah hesabı çok çabuk görür.
40. Yahut (o kâfirlerin durumu) çok dalgalı bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir. Onu dalga üstüne dalga kaplamış ve üstünde de bir bulut..Üst üste karanlıklar…İnsan, elini çıkardığında neredeyse onu dahi göremez. Allah’ın kendisine nur vermediği bir kimsenin nurdan nasibi yoktur.
41. Göklerde ve yerde olanlarla, havada kanatlarını açmış öbek öbek kuşların Allah’ı tesbih ettiğini görmez misin? Bun-ların her biri kendi duasını ve tesbihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını pek iyi bilir.
42. Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Ve sonunda dönüş de Allah’adır.
