Hizbü'l-Kur'ân
34. (Ey Muhammed) Biz, senden önce de hiçbir insanı ebe-di kılmadık. Sen ölürsen, sanki onlar ebedi mi kalacak?
35. Her nefis ölümü tadacaktır. Biz hayırda da şerde de sizi imtihan ediyoruz. Ve sonunda dönüşünüz bize olacaktır.
46. Rabbinin azabı onlara azıcık dokunmuş olsa, “Yazıklar olsun bize, gerçekten de biz zalimler imişiz,” diyeceklerdir.
47. Biz kıyamet gününde adalet terazilerini kuracağız, böy-lece hiç kimse haksızlığa uğramayacaktır. Bir hardal tanesi kadar dahi olsa onu da getiririz. Hesap gören olarak biz yeteriz.
83. Hani Eyyub bir zamanlar rabbine şöyle niyaz etmişti: “ Zarar gerçekten bana dokundu ve sen merhametlilerin en mer-hametlisisin.”
84. Bunun üzerine biz de onun duasını kabul ettik ve üze-rinde ne dert ve sıkıntı varsa kaldırdık. Kendi yanımızdan bir rahmet olarak, ibadet edenler için de bir ibret olsun diye, ona ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha geri verdik.
85. Ve İsmail’i, İdris’i ve Zülkif’i de.. Hepsi de sabreden-lerdendi.
86. Onları da rahmetimize dahil eyledik. Şüphesiz onlar da salih kimselerdendi.
87. Ve Zunnun’u (Yunus) da an. Hani o, öfkeli olarak git-mişti de kendisini sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken ka-ranlıklar içinde şöyle niyazda bulunmuştu: “Senden başka ilâh yoktur. Sen bütün noksan sıfatlardan münezzehsin. Doğrusu ben zulüm edenlerden oldum.”
88. Bunun üzerine onun duasına cevap verdik ve onu üzün-tüden kurtardık. İşte biz müminleri böyle kurtarırız.
