Hizbü'l-Kur'ân
138. Bu (Kur’an), insanlar için bir açıklama, takva sahipleri için de bir hidayet ve öğüttür.
139. Gevşemeyin ve üzülmeyin. Şayet inaniyorsanız, hiç şüphesiz üstün gelecek olan sizsiniz.
140. Eğer size (Uhud Savaşında) bir yara isabet etmişse (Bedir’de) o kavme de benzeri bir yara isabet etmişti. İşte böylece biz günleri insanlar arasında (bir gün lehlerinde diğer bir gün de aleyhlerinde olmak üzere) döndürürüz. Ta ki Allah, aranızda iman edenlerin kimler olduğunu ayırt edip ortaya çıkarsın ve bu hususta sizden şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez.
141. Ve böylece Allah, iman edenleri günahlarından arındırmak ve kâfirleri de helâk etmek ister.
142. Yoksa, Allah içinizden cihat edenleri ve sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?
146. Nice peygamberler vardır ki, beraberlerinde birçok Allah dostları olduğu halde düşmana karşı savaşmışlardır. Allah yolunda başlarına gelen musibetlerden dolayı korkup gevşememişler, zaafa düşmemişler ve düşmana boyun eğmemişlerdir. Allah sabredenleri sever.
147. Onların dedikleri sadece şuydu: Ey rabbimiz, günahlarımızı ve taşkınlığımızı bağışla, ayaklarımızı sabit kıl ve kâfirler topluluğuna karşı bizi muzaffer eyle.
148. Allah da onlara dünya sevabını ve ahiret sevabının güzelliğini verdi. Allah iyilik yapanları sever.
