Allah’tan başka ilâh yoktur. Benzeri imkânsız, Ondan gayrı her şey mümkün; Vahid ve Ehad olan öyle bir Vacibü’l-Vücud ki, cisimleşmiş büyük bir kitap, muazzam cismanî bir Kur’an, son derece intizamlı ve süslü bir köşk ve gayet muntazam ve muhteşem bir memleket olan bu kâinat; surelerinin, ayetlerinin, kelimelerinin, harflerinin, bablarının, fasıllarının, sahifelerinin ve satırlarının icmaıyla ve erkânlarının, nevilerinin, cüzlerinin, parçalarının, üzerinde oturanlarının ve müştemilatının, gelir ve giderlerinin ittifakıyla bütün kelâm ilmi alimlerinin icmaıyla hudus ve tagayyür ve imkân hakikatının büyük kuşatıcılığının şehadetiyle ve suret ve müştemilatının hikmet ve intizamla değiştirilmesi hakikatının şehadetiyle ve mevcudatında müşahede ve ayan ile görünen karşılıklı yardımlaşma, birbirinin ihtiyacına cevap verme, dayanışma içinde olma, içiçe girme, muvazene ve muhafaza hakikatının azametli kuşatıcılığının şahitliğiyle, Onun vahdet içindeki varlığının kaçınılmaz olduğuna işaret eder.